30 Haziran 2011 Perşembe

İlk Elbise Denemem

Günlerdir kendimi dikiş dikmeye adadığım için elim bir türlü bloğa dokunamadı:) İstanbuldayken ucundan kıyısından gösterdiğim elbisemi ancak paylaşabiliyorum.Fotoğraf günün sonunda çekildiği için elbisenin ütüsü kalmamış.Boğaz turu esnasında biraz ısladım ama biraz:D
İlk elbise denemem olduğunu da belirtereek sizleri fotoğrafımla başbaşa bırakıyorum:)


Bu aralar Sakarya'daki butik için çok çalışmam gerekiyor.Zaman bana yetmediği için kısa kısa görüşmeye devam edeceğiz.Öperim hepinizi...

26 Haziran 2011 Pazar

İnanırsak Olur Bence / 2011 Yaz Koleksiyonu

Uzun zamandır sizlerden sakladığım müthiş bir ortak yapımı sonunda sizlerle paylaşabiliyorum:) Öncelikle çekimlerin ortaya çıkış hikayesini özet geçmek gerek...

İçimde profesyonel çekim yapma isteği git gide artarken ve kafamda bir milyon soru uçuşurken bir bloğa rastladım.Saat gece 04.00 suları blogta gezinmeye bir daldım kii sabah olmaya başlamış ama ben hala hayran hayran fotoğraflara bakıyorum:) Keşke bu kızlara çekim yaptırabilsem diye geçirdim içimden.Bloğu karıştırmaya devam ederken blog dünyasının ne kadar küçük olduğunu vee kızlardan birini diğer bloğundan tanıdığımı fark ettim.Bana cesaret veren şey bu oldu vee onlara mail atıp ortak bir proje yapmak istediğimi söyledim:) Onlar da mailimi olumlu cevaplayarak beni havalara uçurdular:D

Sanırım kim olduklarını yeterince merak ettiniz:) Blog dünyasının ikizleri Dilem ve Gizem'den bahsediyorum elbette.Bu güzel çekimler onların sayesinde ortaya çıktı.Gizem'in düğün hazırlıkları devam ederken bana vakit ayırıp çekim yaptıklarını da belirtmem gerek.Dilem ve Gizem'e sonsuz teşekkürler ediyorum bu güzel çekimler ve destekleri için...

Bloglarından bu kadar bahsedip sizlere tanımamak olmaz Dilem ve Gizem'in bloğu için buradan buyrun.Gizem'in kişisel bloğu içinse sizi böyle alalım:)

Daha fazla sizleri merakta bırakmadan fotoğraflara geçiyorum:)














21 Haziran 2011 Salı

Hayat Bugün Bana Güzel:)

Annemin 3. kemoterapisi için İstanbul'a geldik ve bugünü sıcağı sıcağına paylaşmak istedim:) İkinci kemoterapiden sonra annem bayağı iyi oldu biz de bugün aylar sonra kendimizi sokaklara vurduk İstanbul'un tadını çıkardık yasakları deldik hattaa:D

İlk olarak kendime diktiğim elbiseden bi kuple görmenizi istiyorum kalan kısmını daha sonra paylaşacağım:))


Yüzümüzü gülümseten bir an:)




Ben orda gökkuşağı gördüm siz de görebiliyor musunuuuz?



Renk renk balonlara bayıldıım:)


Boğaz turu sonrası Paşalimanı'na gidip yemek yedik saatlerce denize baktık:)

Anneme yasak olan yemek listesini bugün çöpe attık:D

Karışık fajita ve sezonun ilk dondurmasıııı




Güzel bir günün sonuna geldiiik:)

20 Haziran 2011 Pazartesi

Nacizane Mim

Sevgili Hayatın Süs Payı çok güzel bir mim göndermiş.Zevkle yazıyorum.

Tam şu anda..Evet evet tam da şu anda nerede bulunmak ve ne yapmak isterdiniz ?
O yerde dilinize dolanan ilk şarkı ne olurdu?


Bu mimi yazmaya karar verdiğim an dilimde olan şarkıdan etkilenerek yer ve mekan seçimi yaptığımı belirterek yazmaya başlıyorum:)

Paris'te yağmurlu bir akşamüstü saçlarım yine kabarmış ama bu kez umrumda değil:) Zihnim bomboş sadece yürüyorum her yağmur damlası ayrı bir keyif veriyor.
Yürürken karşıma yavru kediler çıkıyor , her zamanki gibi çantamda kedi maması var büyük bir heyecanla çantamı açıyorum.Berbat kokuyorlar evet:) Hemen mamaları yere koyup onların mırıltısını dinliyorum bana teşekkür ediyorlar...Kedileri sevdikten sonra yürümeye devam ediyorum bir yerlerden kahve kokuları geliyor burnuma hmmm mmm.Kokuyu takip ediyorum nostaljik bir cafe çıkıyor karşıma içeri adım atar atmaz şok oluyorum.Tanıdık bir yüz karşımdaki!Göz göze geliyoruz ve gülümsüyoruz.Karşısındaki masaya oturup cappucino istiyorum sırf köpüklerinin üstündeki kalpler için:)

Fonda bu şarkı çalıyor.Bana öyle bakma...


Romantik Not : İlk kez böyle bir yazı yazdım tamamen doğaçlama oldu:) Saat sabahın beşi ve ben çok melankolik romantikim umarım seversiniz:)

görsel

18 Haziran 2011 Cumartesi

Lamba Cini < Mim >

Deep'ten güzel bir mim daha:)

Bir lamba cini çıksa karşınıza,
"Dile benden ne dilersen sahip" dese, bir tek dilek hakkınız ve düşünmek için de 1 saatiniz olsa
1)Ne yaparsınız?
2)Ne dilersiniz?
3)Dileğinizi seçmeniz kolay olur mu?

İlk etapta kesin korkarım ben:D Öyle indir cindir ufodur sakın karşıma çıkmasın diye haber yolluyorum evrene.Eğer illa birine görünceklerse bana görünmesinler diye:D
Ama diyelim ki bu cin çok sevimli hemen korkum geçer:) Sarılırım ona hemencik:)

Öncelikle sevimli cinimden sınırsız dilek dilerim <çok çakalım:) >Sonracııma artık aklıma ne gelirse dilerim bana bi tane uzay aracı tahsis etsin evreni gezelim tozalım Pleiadeslileri ziyarete gidelim.Zamanda yolculuk yapalım paralel evrenlerde alemlere akalım:D Bunun dışında insanların düşünce yapısını değiştirmek isterdim zihinsel düşünmeyi tamamen yok ederdim hepimiz kalbimizin sesini dinlerdik böylece ego,hırs ve bütün kötü şeyler ortadan kalkardı.Sonrasında herkes mutlu olurdu zaten:)

Hazır cini bulmuşken Akaşik Kayıtlarına ulaşmak , evrenle ilgili bilinmedik ne varsa öğrenmek isterdim.Aden Cennetine gidip görmeden de olmaz tabi kiii:)

Ayrıca ekonomiyi , politikayı ortadan kaldırırdım herkesin sadece sevdiği işi yaptığı para için çalışmadığı bir dünya düzeni kurardım.

Bunların dışında benim en büyük hayalim olan şey kedilerle konuşmak:) Sevimli cinim bunu da benim için hallederse harika olurdu:)

Gördüğünüz gibi sınırsız dilek dilerseniz seçim yapmanız çok kolay oluryor kim daha cinmiş görsün bakalım:D Cin olmadan adam çarpmaya kalkıyorsun hııım seni hınzır:D

Neyse şekerler hadi dünyaya geri dönüyoruz bu mimin sonuna geldik:)

17 Haziran 2011 Cuma

Çilek Kokulu Mim

Sevgili Deep beni mimlemiiş:) Tek yapmam gereken soruları cevaplamak:)

1- Şehir dışında bir yürüyüşte nefis çileklerle dolu bir tarlaya geldiniz. Mideniz guruldamaya başladı ve etrafta kimsecikler yok. Siz ve bedeva öğle yemeği arasında sadece bir çit var. Çitin yüksekliği ne kadar?

2- Bahçeye girdiniz ve çilekleri yemeye başladınız. Kaç tane çilek yediniz?

3- Birden çileklerini çalmakta olduğunuz çiftçi ortaya çıktı ve size bağırmaya başladı. Kendinizi savunmak için neler derdiniz?

4- Tüm olan biteni bir kenara bırakıp söyleyin, çileklerin tadı nasıldı? Ve çilek çalma maceranız sona erdikten sonra kendinizi nasıl hissettiniz?

Cevaplarım :

1.Çitin yüksekliği 70 cm olsun ben öyle tırmanmalı hoplamalı zıplamalı şeyleri beceremem beni yormayan bi çit olsun zaten minnak bi insanım benim boyum kadar çit olursa hayatta uğraşmam yani aç kalırım daha iyi:D

2.10 tane çilek beni tıka basa doyurur diye düşünmekteyim haa sanmayın ki midem çok küçük meyveler çabuk tıkıyor sadece beni:)

3.Sahipsiz sandım derim ne diyim adama çileklerini yemişim madem:D Parası neyse vereyim derim ya da:D

4.Çileklerin tadı çok süferdi valla iyi ki yemişim nım nımmm:D


*Mimleyeceğim herkesi mimliyorsun Deep olmuyor ki böylee:)



14 Haziran 2011 Salı

Fiyonk Yüzük ve Pisili Küpeler

Günlerdir bir tembellik çöktü üzerime hiç bir şey yazamıyorum.Büyük işler de yaptığım söylenemez ama daha güzel postlarım olacak ilerleyen günlerde söz veriyorum:)
Bugün Nur Yerlitaş'ın yeşil fiyonklu yüzüğü dikkatimi çekti ben de elimdeki malzemelerle böyle bir şey çıkarttım ortaya:)



Bir dee porselen pisilerim var:) Kedi olsun çamurdan olsun her türlüsünü yerim!

10 Haziran 2011 Cuma

New'in Boutique < Sakarya >

Sakarya'da açılan bir butik haberim var bu kez:) Uzun zaman niyetlenip bir türlü gidememiştim bugün bizzat gidip gördüm , Nevin Hanımla bir güzel muhabbet ettik.Sizler için fotoğraflar çekmeyi de ihmal etmedim tabi kii:) Blog dünyasında tanınan bir çok tasarımcının ürünleri butikte yer alıyor.Kimler var derseniz ; Bilun Şen , Sıla Yılmaz , Renkli Tasarımlar,Sanemiko,Studio Rain,Pinkylola ve ben İnanırsak Olur Bence:P



Butikte her şey o kadar güzeldi ki gözlerimi tasarımlardan alamadım:) New'in Boutique hakkında daha fazla detay için buradan buyrun:)

8 Haziran 2011 Çarşamba

Logom Nasıl Olmuş:)

Aylarca logom ne olmalı nasıl olmalı diye düşündüm taşındım , bir türlü içime sinen bir şey bulamadım.Bir gece sabaha karşı müzik dinlerken bu fikir geldi aklıma ve bu olmalı kesinlikle dedim , işte ortaya çıkan sonuç:) Baskı ve orjinali arasında renk farkı var ama napalım:)


7 Haziran 2011 Salı

Mumlu Mim


Deep'ten gelen bir mim daha:)
Mim konususu: "hayatınızdaki en mutlu olduğunuz gün ya da günler? Neden mutluydunuz ki?"

Bu mimi sıcağı sıcağına yazmamın sebebi bugünün benim için çok mutlu bir gün olması.Bir önceki mimde bahsettiğim Şeker Gibi ve annesi Çakal Carlos bugün çat diye bize geldi:) Yazdığım mimde öyle bir kulaklarını çınlatmışım ki soluğu bizde almışlar:P Tabi asıl olay o değil Şeker Gibi ayın 25'inde evleniyor davetiye vermek için gelmişler annemin hasta olduğunu görünce baya oturdular.Çok özlemişim...
Şeker Gibi'den başka bir mimde kendi adıyla bahsetmiştim görüşememe nedenimiz onla alakalı bir durum.Ben yıllarca hep bu durumu saygıyla karşıladım ama bi noktadan sonra tak etti ve bi daha aramayacağımı görüşebilmek için çaba sarf etmeyeceğimi söyledim.En sonki konuşmamız bu şekildeydi bir daha da görüşmemiştik zaten.Ama ona küsmediğimi biliyordu...Hayatımda çok özel yeri olan üç insandan biri kendisi ve her ne kadar kızsam da aslaa küsmem ona çok seviyorum:)
Bugün ben uyurken kapı çaldı ve biri beni soruyor ya diyorum kim bu benim odama yönelen kişi:) Yabancı biri olsa asla odama gelmez kapıya geldim o da içeri giriyordu tam ben uykulu uykulu afalladım:) İlk tepkim neden geldin oldu:) Aslında trip atmak için sormuyordum soruyu annemin durumunu mu öğrendim diyorum hayır diyor ee neden geldin durup dururken gelmezsin sen diyorum:) Davetiye vermeye geldiğini hatırlayıp söyledi sonunda:D Sarıldık hemen kalp kalp kalp.
Öyle böyle derken güya düğüne gitmeyecek olan ben hemen yelkenleri suya indirdim nikahta ne giysem diye düşünmeye başladım:) Son bir ayda Şeker Gibi'yi beş kere rüyamda gördüğümü de belirtmeden edemeyeceğim kalbim temizmiş:P
Zihnimde bir dünya soru uçuşuyor nikahta krem rengi elbise mi giysem(gündüz olacağı için sade giyinmeyi düşünüyorum) çiçekli elbise alsam çok mu cıvıl cıvıl olur...Çok heyecanlıyım:)

Bugünün dışında benim mutlu günler olarak hatırladığım günlerden birer cümlelik derleme yapıyorum :

Küçükken babamın dizine yatardım o da boynumdan gıdıklayarak beni uyuturdu.Hani kedilerin gıdığının altını seversiniz mayışır ya aynen öyle:) Hatta bileklerimi de gıdıklatarak uyuduğum zamanlar olmuştur hala da bayılıyorum:)

Karamel hasta olup veterinerde kaldığı zaman iyileşeceğini söylemeleri inanılmaz mutluluk sebebiydi.Ayrıca kedi , köpekleri izlerken çok mutlu oluyorum , hayvanlara bayılırım:)

Küçükken babamlarla balığa gidip oltayla balık tutmayı çok severdim.

Kelebek vitesli bisikletimi aldığımız gün ve daha bir çokları...Çok basit şeylerle mutlu olabilen bi insanım doğrusu.Karamel iki oyun yapsa benden mutlusu yok:)
Bir mimin daha sonunda geldik:)

Yalan Mimi



Mimcibaşısı Dipoş beni mimlemiş:)
Mim Konusu: Yalan hakkında düşünceleriniz. Söyler misiniz? Söylediniz mi hiç?Bu mimin hakkını verecek anılarım var öyleyse başlayalım yazmaya:)
Küçükken yalan söylediğim zamanlarda babam göz bebeklerin seni ele veriyor boşuna uğraşma derdi:) Yalan söylediğimde göz bebeklerimin büyüdüğünü ve gözlerimi kaçırdığımı söylüyordu.Gerçekten göz bebeklerim büyüyor muydu yoksa o beni itirafa sürüklemek için blöf mü yapıyordu hala bilmiyorum.Aradan yıllar geçti en sıkıntılı zamanlara geldik , babamın tavsiyelerini dikkate alarak kendimi geliştirdim:)
Öncelikle ikizler burcu olduğumu söylememde fayda var.Çok hızlı düşünme kabiliyeti sebebiyle yalana en yatkın burçlardan olduğu söylenir.Hatta şizofrene en meyilli burç ikizlermiş:D
Gelelim benim yalanlarıma.Hayatımda en fazla yalanı 17-18 yaşlarımda söyledim.Yalan söylememdeki tek amaç okulu/dershaneyi ekip gezip tozmaktı başka da bi arzumuz yoktu:) O dönemleri atlattıktan sonra yalan söylememi gerektircek bi durum kalmadı hayatımda.Beyaz yalanlar haricinde:) Şimdi bi arkadaşın çok beğenerek bir elbise almış ve beğenmiyorsun nasıl olmuş sorusuna olmamış mı diyeceksin:) Ben diyemem...Neyse çok uzattım anıya geçiyorum artık:)
Sanırım lise 2'deyiz her cumartesi cafelerden cafelere gezip tozuyoruz amaçsızca.Bu süre zarfında üç cafe batırdık gittiğimiz her mekan iflas bayrağını çekip kapandı ve biz mecburi mekan değiştirmek zorunda kaldık:) Günlerden bir gün arkadaşlardan haber geldi canlı müzik yapacaklarmış siz de gelin diye.O zamanlar konserden konsere canlı müzik dinleyebildiğimiz için ve gündüzleri canlı müzik yapan mekan olmadığı için biz gözümüzü kararttık.Arkadaşım <şeker gibi> ve ben hazır olduk evden çıkmayı bekliyoruz ama nasıl yağmur başladı.Şeker gibinin annesi Çakal Carlos (bu lakabı ben takmıştım) yağmur yağıyor diye çıkmasına izin vermiyor hal böyle olunca ben de beklemek durumunda kalıyorum.Ayrıca anneler birbirini gaza getirip çıkmamıza engel olmaya çalışıyorlar.Gidiceğimiz mekan annelerin bilmediği bi cafe bilmedikleri mekan olunca ordan da ambargo yiyeceğimizi bildiğim için şeker gibiyi tembihliyorum Leman'a gideceğiz de diye.Ama gözlerini kaçırma asla kendine güvenerek söyle diyorum.Bu konuda ona az ders vermedim:) Benim uzmanlık alanım yalanı söylerken asla belli etmememdi gözlerime hakim olmayı öğrenmişim:) O illa kendini ele verirdi ama işin ağlayıp yalvarma kısmına gelince çok fena rol keserdi şeker gibi kız olurdu küçük emrah:D
Biz o gün güç bela Leman'a gidiyoruz diye evden çıktık ve farklı bir cafeye gittik.Arkadaşlarla oturup şarklılar söyledik alkolsüz ortam bu arada yaptığımız ters bir şey yoktu.Sonra canlı müzik yapanların işi bitince davulları gitarları yüklenip çarşıya döndük ordan da evlere dağıldık.
İşin asıl komik kısmı evde başladı.Annem nereye gittiniz ne yaptınız diye önce güzelce anlattırdı ısrarla üst üste soruyor Leman'daydınız yani diye , evet üst katta oturduk hep arada dondurma almaya çıktık vs diye atıyorum bi şeyler:) Tabi annem dayanamayıp döküldü.Kadıncağız bizim arkamızdan evden çıkmış Leman'a gitmiş üst katta iki saat oturmuş çay kahve içmiş bakmış kimse yok dayanamayıp sahiplerine sormuş geldiler mi diye:D Artık öyle bir durum ki Leman'ın demirbaşı olarak anıldığımız için sahipleri de tanıyordu:) Sonrasında ben işin aslını anlattım doğrusunu söylesek izin vermeyecektiniz falan filan dedim.Bi yandan da katılıyorum gülmekten annem Leman'a gitmiş diye.Yiyişken çiftleri de görmüş ortamı hiç beğenmemiş sürekli söyleniyor ben telefonda şeker gibiye anlatıp kikirdiyorum:) Kadın az uğraşmadı benle hey gidi günler.Ancak asıl bombastik takip etme hikayeleri Çakal Carlos'ta onları sırası gelirse anlatırım bi ara:)
Benim söylediğim yalanlar genelde tatlı anılara dönüştü o dönemden sonra bir daha yalan söylemeye gerek de kalmadı en büyük yalanlarım bunlar işte:) Yazarken bile çok eğlendim umarım okurken eğlenirsiniz.Öptüm sizi şeker gibiler:)

Komink Not : Bir zamanlar Lie to me dizisine acayip kaptırmıştım , etrafımdakilerin mimiklerini dikkatle inceleyip kim yalan söylüyor diye anlamaya çalışıyordum:D

Alexander McQueen'den Özenmiş Olabilirim:)

İlhamsızlık sıkıntılarım beni boğup yok etmeden bir şeyler yapmam gerektiğine inandım bir yudum ilham için Polyvore'da gezindim:)

Alexander McQueen'in tasarımlarına bayılıyorum işçilikler muazzam , her aksesuarı ağzımın suyunu akıtarak inceliyorum.Onun yaptığı bilezikteki kuru kafalara benzer malzemem olduğunu hatırlayınca yüzük yapmaya karar verdim.Hem bileziği hem benim yüzüğümü görmeniz için kolaj hazırladım.Bakın bakın nasıl olmuş:D